BLOG

KİŞİSEL GELİŞİM YA DA KENDİNİ BULMAK! 12 Temmuz 2018

Okuma Sayısı: 2379

Kategori: KİŞİSEL GELİŞİM

Yorum Sayısı: 0

KİŞİSEL GELİŞİM YA DA KENDİNİ BULMAK!

İnsan yapısı itibarıyla durağan bir canlı değildir. Yaşayabilmek için besin almak, hareket etmek, dinlenmek, zihnini aktif tutmak, sosyal bir bağlam içinde var olmak, başkalarıyla iletişim kurmak, duygusal açıdan tatmin olmak gibi birçok unsura ihtiyaç duyar. Bu ihtiyaçlarını yeterli düzeyde karşılayabildiği ölçüde iyilik haline kavuşabilir.

Kişisel gelişim popüler bir kavram olmakla birlikte içinde bunduğumuz çağa ait olmaktan çok fazlasıdır. Tarih boyunca insanların her zaman ilgilendiği bir konu olmuştur. Daha sağlıklı yaşamak, daha huzurlu olmak, daha iyi insan olmak her zaman arzulanan olgulardır. Olayı biraz daha derinleştirdiğimizde ‘Kendi’ ni bulma olarak da nitelendirebileceğimiz insanın varlık sebebini bulma arzusu ve bu yönde hissedilen sıkıntılar bireyin kişisel gelişim ihtiyaçlarından oluşmaktadır. Bu ihtiyacı karşılamaya çalışan bazı yaklaşımlar sadece bir alanın gelişimi ile ilgilenirken bazı yaklaşımlarsa daha bütüncül bir gelişimi ele almaya çalışmıştır. Şüphesiz insanı sadece tüketen, üreyen bir canlı olmakta öte değerlendiren ve her daim varoluşsal ihtiyaçlara odaklanmaya çalışan yaklaşımlar bütüncül de olsa sadece bir alana da odaklansa farklı düzeylerde yarar sağlamışlardır. Bu varoşsal ihtiyaçların bir kısmı insanı diğer canlılardan ayıran akıl sahibi olmak ve düşünebilmekle ilgilidir.  Erdemli olmak, diğerkamlı yaşamak, üretmek, evrene faydalı olabilmek, ötekine şefkat ve hoşgörü ile yaklaşabilmek gibi özellikleri kapsamaktadır. Bütüncül olarak kişisel gelişime önem vermek sadece bu erdemlerin kazanılmasını sağlamaz aynı zamanda biyopsikososyal sağlığın da korunmasına yardımcı olur.

Günümüzde de varoluşsal olarak benzer kaygıları yaşayan bireyler sürekli bir arayış içindedirler. Aslında bu kaygının yaşanabiliyor olması bireyi ilkel bir canlı olmaktan öteye taşıyan en güçlü motivasyondur. Kişisel gelişimi sadece bedensel sağlık olarak düşünmek ya da mutluluğa ulaşma aracı olarak değerlendirmek bütünün değerlendirilmesinde hatalar yapılmasına sebep olur. İnsanlar sadece meditasyon yaparak huzura kavuşamazlar. Ya da sadece bedensel egzersizler yaparak tam bir iyilik haline kavuşamazlar. Bu sebeple hem bedensel, hem ruhsal hem de sosyal olarak sürekli gelişime odaklanmak daha faydalı ve doğru bir yaklaşım olacaktır. Geliştirilmeye çalışılan her alan genellenmediği sürece elde edilen deneyimler ve öğrenilen birikimler sadece bireyin kendisini kandırmasından başka bir işe yaramaz. Birey nazarında örnek verecek olursak, sağlıklı yaşamak için egzersiz yapan birisi gişede sıra beklerken insanların saygısızlığından ve öne geçme çabalarından yakınırken,  sokak hayvanları için konulan bir su kabına tekme atması kendi içinde yaşadığı çelişkilerin bir göstergesidir. Bu birey bedensel olarak sağlıklı gibi gözükse de insan olabilmek konusunda ne yazık ki gelişimini sürdürememiştir. Bir başka örnekte sağlıklı yaşam için düzenli yürüyüşler yapan, resim sanatı ile uğraşan, sosyal etkinliklerine katılan bir çalışan iş yerindeki patronunun kendisine sürekli bağırmasından, anlayışsız olmasından yakınırken, kendi anne ve babasına karşı ilgisiz olabilmekte ya da evinde eşine ve çocuklarına karşı aynı saygısızlıkla yaklaşabilmekte hatta şiddet uygulayabilmekte. Bu örneklerin sayısını arttırabiliriz. Belirtmek istediğim kişisel gelişimin sadece bir alanına odaklanıldığında tam bir iyilik haline ulaşmak mümkün olmadığıdır. Kişi geçici olarak kendisini kandırabilir yakınlarını kandırabilir ancak uzun vadede ihmal ettiği alanlar yüzünden tahmin edemediği sorunlar yaşayacağı gerçeğinden kaçamaz. Ayrıca yaşanılacak olan bu sorunlar sadece bireyi değil içinde bulunduğu toplumu da olumsuz etkileyecektir. Tam bir iyilik haline ulaşmak çoğu zaman mümkün olmasa da en azından gelişim alanlarının hepsine fırsat vermek ve bu ilkeyle yaşamı devam ettirmek daha dengeli ve huzurlu bir hayata kapı aralayacaktır. 

Mehmet Fatih Şiraz

Yorum Yaz