Okuma Sayısı: 1585
Kategori: RUH SAĞLIĞI
Yorum Sayısı: 0
ÖFKE KONTROLÜ
Tahammülüm kalmadı. Her şeyi parçalamak istiyorum. Öfkem bir türlü geçmiyor. Her şey üstüme geliyor. Haksızlığa tahammülüm yok. Asla taviz veremem. Sabretmek mümkün değil. Benim ayarlarımla oynuyorlar. Gelde kızma şimdi… gibi cümleler eğer size tanıdık geliyorsa ve sıklıkla kullanıyorsanız öfkenizi kontrol etmekte güçlük yaşıyor olabilirsiniz.
Öfke, birçok insanın muzdarip olduğu, çoğu zamanda arkasına sığındığı olumsuz bir duygudur. Bir diğer ifadeyle engellenme, incinme, tehdit gibi istenmeyen bir durum ve olaya karşı gösterilen saldırgan tepki ya da kızgınlık halidir.
Her ne kadar olumsuz bir duygu olsa da hayatımızın doğal bir parçası olduğunu unutmamak gerekir. Yerinde, zamanında ve uygun şekilde kullanıldığında birey için koruyucu ve harekete geçirici işlevi vardır. Dolayısıyla önemli olan nokta öfkeden kurtulmak için çabalamak değil, hayatın doğal bir parçası olan bu duyguyu uygun şekilde ifade edebilmeyi öğrenmektir.
Uygun şekilde ifade edilmeyen öfke ya bastırılmakta ya da yıkıcı bir şekilde kendine ve çevreye karşı saldırgan eylemlere dönüşmektedir. Sürekli bastırılan öfke zaman içerisinde kontrolsüz şekilde ortaya çıkma eğilimindedir. Bu kontrolsüzlük çok basit ve öfkelenmeye sebep olan olaydan, durumdan ya da kişiden çok farklı bir zeminde ortaya çıkabilir. Bastırılan öfkenin bir başka yansıması da bu yoğun duygu kişiler arası ilişkilerde sorunlar çıkmasına, bireyin üretkenliğinin belirgin düzeyde azalmasına, işlevselliğinin bozulmasına, bireyin fizyolojik sağlığını (kalp, tansiyon gibi hastalıklarının seyrini olumuz etkiler) olumsuz etkilemekte ve ruhsal açıdan kendini kötü hissetmesine sebep olabilmektedir. Ayrıca bastırılmadan ve süper ego tarafından süzgeçten geçirilmeden kontrolsüz şekilde ifade edildiğinde ise hem kendine hem de ötekine ciddi zararlar vermeye sebep olmaktadır.
Öfke her ne kadar doğal yaşamın bir parçası olarak varoluştan getirdiğimiz bir duygu ise de bu duygunun ifadesi ve yaşanma düzeyi üzerinde birçok değişkenden bahsedebiliriz. Bunlar içinde yetiştirilme tutumları, içinde bulunduğu ortam, mesleği, toplumsal faktörler gibi dış unsurların etkisi kadar bireyin kendine ait mizacı, karakter özellikleri, benlik algısı, üst benliğinin gelişim düzeyi, ruhsal ya da fiziksel hastalıkları gibi değişkenlerin etkisi büyüktür.
Öfkesini kontrol edemediğini söyleyen insanların büyük kısmı bunun bir kontrol probleminden çok kendini ifade etmede yaşadıkları güçlükler ya da bastırılmış başka duygulardan kaynaklı durumlardır. Altta yatan sebebin bilinmesi bunun üzerine terapotik düzlemle çalışılması öfkeyi kontrol etmede ve uygun şekilde ifade edebilmede en etkili ve kalıcı yöntemdir. Ancak bu durumu daha tolere edilebilir düzeyde yaşayan, bir kontrolsüzlükten çok stresten, kaygıdan, ya da üzüntüden kaynaklı tahammül seviyesinin düştüğü durumlarda bireyin kendi kendine uygulayabileceği bazı egzersizler ve tekniklerden bahsedebiliriz.
Öfkeyi kontrol edebilmek için uygulanabilecek teknikler
Öfke anında mantıklı düşünce engelleneceğinden pişman olunacak davranışlar ortaya çıkabilir. Bu sebeple çözülmesi gereken bir problem varsa bunu ertelemek (öfke geçene kadar) gerekir.
Öfkenizin geçmesi için sizi öfkelendiren ortamdan, kişiden, durumdan uzaklaşın.
Gerekiyorsa neden uzaklaştığınızı mutlaka anlatın. Bu eşinizde olabilir bir arkadaşınızda.
Öfke yoğun bir enerji açığa çıkardığından, bu enerjiyi boşaltmanın bir diğer yolu da başkalarını ya da kendinizi incitmeyecek fiziksel bir aktiviteye girişmektir. Koşmak, yürümek..
Sizi öfkelendiren konudan uzaklaşmak ve öfke halinin geçmesi için dikkatinizi ve odağınızı değiştirecek ilgi alanlarınız doğrultusunda zihinsel aktiviteler yapmak (birisi için yemek tariflerine bakmak odağı değiştirirken bir başkası için bulmaca çözmek odağı değiştirebilir).
Öfkeniz geçtikten sonra problem üzerine odaklanın, problemin farklı birçok sebebi olabileceğini göz önünde bulundurarak çözüm için gereken adımları atın. İlgili kişilerle yapıcı bir dil kullanarak konuşun.
Mehmet Fatih Şiraz
Yorum Yaz